

Watson, yapay zekanın göz bebeklerinden birisi. Diğer yazılımların yanında, adeta bir süperstar gibi kalıyor. Watson, karmakarışık hastane kayıtlarını analiz ederek, mantıklı desenler keşfedebiliyor ve bundan öğrendiği sonuçları size sunabiliyor.
Dahası, doktorların öngöremeyeceği kadar veriyi bir arada işleyerek, teşhis ve tanıda tavsiyelerde bulunuyor. Hatta daha önceden gördüğü hastalardan yola çıkarak, tedavinin de en uygun nasıl yapılabileceği konusunda fikirler ileri sürebiliyor.
Yani Watson, gelecekte hastanelerde size bakacak, tanıyı koyacak ve tedavi edecek doktorlardan biri olabilir. Elbette, daha önceden saydığımız 3 yazılımda olduğu gibi, sizinle rahatlıkla diyaloga girebiliyor, uzun sohbetler yapabiliyor.
Gelecekte hastaneye gittiğinizde size bakan doktorun et ve kandan ibaret olmasını beklemeyin. Metal ve plastiklerden ibaret de olabilir!
Tabii ki rekabet söz konusu olduğunda, Google ile başa çıkmak bir hayli zor. Listemizdeki en üst sırayı alamıyor olsa da, telefonlar bazında 1 numara tartışmasız bir şekilde Google'ın.
Google, Cortana'nın öğrenme algoritmasını biraz daha karmaşıklaştırarak, sizinle sohbet edebiliyor. Örneğin Google Now'a "Eve gitmek istiyorum." dediğinizde, sizi oraya yönlendiriyor. Ancak bu işlem tamamlandıktan sonra, herhangi başka bir bilgi vermeksizin "Sence ne kadar sürede oraya varırım?" diye sorduğunuzda, "ora"dan kastınızın ne olduğunu anlayabilir. Bu kulağa çok basit geliyor.
Cortana'da da bunun ilk izlerini görüyoruz. Örneğin daha önceden sorduğunuz bir sorunun kendisini ve cevabını hatırlayarak, sonraki soruların cevaplarını daha etkili bir şekilde bulabiliyor. Hatta Cortana, işi biraz daha büyüterek sizin kişiler, nesneler ve yerler için kullandığınız takma isimleri bile öğrenebiliyor.
Örneğin evinize gitmek istediğinizde her seferinde evinizden "in" ya da "ahır" olarak bahsedecek olursanız, birkaç seferden sonra size ne demek istediğinizi sormadan, demek istediğinizi anlayabiliyor! Yani eviniz ile "ahırınızı" hafızasında eşlemeyi başarıyor. Bu, öğrenen makinaların en temel özelliklerinden birisi ve geliştirildiğinde baş döndürücü sonuçları beraberinde getirecek.
3- APPLE SİRİ (Kitap Dahisi, Sorulan sorulara en kapsamlı cevapları verebilir)
Listenin en altındaki sırayı, Apple'ın Siri isimli uygulaması alıyor. Yapay zeka jargonunda "kitap dahisi" diyebileceğimiz düzeyde olan Apple Siri, sorduğunuz sorulara cevaplar verebilecek kapasitede. Örneğin bir yemeğin tarifini sorduğunuzda, Google ya da Wikipedia gibi araçları kullanarak sonuçlar çıkarabilecek ve size sunabilecek durumda. Ayrıca Siri, cevabı çok bariz olan bazı sorulara cevap verme ve bariz emirlerinize itaat etme gibi yeteneklere de sahip.
Örneğin Siri'yi kullanarak havadurumunu öğrenebilir, ajandanıza işlediğiniz bir toplantının adresini GPS ile bulmasını ve sizi yönlendirmesini sağlayabilir, hatta arkadaşlarınızla girdiğiniz bir iddiadan kazanarak çıkmanızı sağlayacak bilgileri size sunabilir. Bu bakımdan, çok temel düzeyde bir asistan olarak düşünebilirsiniz.
4- AMELİA (Öğrenebilmenin yanında duygusal farkındalık ve tepkileri mevcut)

Yapay zeka camiasının yeni yıldızlarından Amelia, artık ticari bir ürün olarak da satışa çıkarıldı. Bu teknolojinin bir de hoş bir tarafı var: Amelia'yı üreten firma olan IPsoft'un başkan yardımcısı Türkiye'de lise sona kadar okuduktan sonra ABD'de üniversite yaşantısına devam etmiş ve orada kalmış olan Ergün Ekici .

Amelia'da, daha önceden saydıklarımızın üzerine, bir de duygusal farkındalık eklenmiş... Gelecekte bu sistemin müşteri hizmetlerinin yerini tamamiyle alması bekleniyor.
5- ELİZA PROGRAMI (Cevaplarını soru sorarak verir)

Eliza, Joseph Weizenbaum tarafından 1966’da geliştirilmiş bir bilgisayar programıdır (hastaların yanıtlarını bir kadar değiştirip soru biçimine dönüştürerek bu soruları hastalarından soran Rogerian therapist’ini taklit ediyor).
Örneğin, “kafam ağrıyor” sorusuna “neden söylüyorsun ki, kafam ağrıyor”, ve ya “annem bana kızgındır” sorusuna “sizin ailede daha kimler sana kızgındır” gibi yanıtlar veriyor.
Eliza ismi, George Bernard Shaw‘nun Pygmalion oyununun kahramanlarından birisi, yüksek cemiyet mensupları gibi konuşmayı öğrenmek isteyen Eliza Doolittle’nin isminden alınmıştır. Carl Rogers (1902-1907) amerikan psikoterapistidir
Joseph Weizenbaum bilgisayar bilimleri üzere MIT emekli profesörü
6- ALPHA GO (Karmaşıklığını ancak insan zihninin çözümleyebileceği bir bilgisayar oyunu)


Karmaşık yapısı sebebiyle senelerdir bilgisayar ortamına entegre edilemeyen antik Çin oyunu Go, Google’ın geliştirdiği otomatik öğrenme sistemi Alpha Go sayesinde artık satranç gibi bilgisayara karşı oynanabilecek.
Bilgisayar tarafından öğrenilen oyunlar listesinde 90’lı yıllarda IBM tarafından üretilen Deep Blue satrançtaki ustalığı ile yer alırken, Google’ın kısa zaman önce DeepMind laboratuvarında ürettiği sistem atari salonu oyunlarında insan rakiplerini devirebiliyordu.
Ancak Go, yapısı itibariyle bu alanda eşsiz bir konuma sahip. Oyun bir bilgisayar için oldukça karmaşık ve sadece insan zihni bu karmaşıklığın üstesinden gelip olası hamleleri öngörerek şartlara göre hareket edebiliyor.
5- ELİZA PROGRAMI (Cevaplarını soru sorarak verir)

Eliza, Joseph Weizenbaum tarafından 1966’da geliştirilmiş bir bilgisayar programıdır (hastaların yanıtlarını bir kadar değiştirip soru biçimine dönüştürerek bu soruları hastalarından soran Rogerian therapist’ini taklit ediyor).
Örneğin, “kafam ağrıyor” sorusuna “neden söylüyorsun ki, kafam ağrıyor”, ve ya “annem bana kızgındır” sorusuna “sizin ailede daha kimler sana kızgındır” gibi yanıtlar veriyor.
Eliza ismi, George Bernard Shaw‘nun Pygmalion oyununun kahramanlarından birisi, yüksek cemiyet mensupları gibi konuşmayı öğrenmek isteyen Eliza Doolittle’nin isminden alınmıştır. Carl Rogers (1902-1907) amerikan psikoterapistidir
Joseph Weizenbaum bilgisayar bilimleri üzere MIT emekli profesörü
6- ALPHA GO (Karmaşıklığını ancak insan zihninin çözümleyebileceği bir bilgisayar oyunu)


Karmaşık yapısı sebebiyle senelerdir bilgisayar ortamına entegre edilemeyen antik Çin oyunu Go, Google’ın geliştirdiği otomatik öğrenme sistemi Alpha Go sayesinde artık satranç gibi bilgisayara karşı oynanabilecek.
Bilgisayar tarafından öğrenilen oyunlar listesinde 90’lı yıllarda IBM tarafından üretilen Deep Blue satrançtaki ustalığı ile yer alırken, Google’ın kısa zaman önce DeepMind laboratuvarında ürettiği sistem atari salonu oyunlarında insan rakiplerini devirebiliyordu.
Ancak Go, yapısı itibariyle bu alanda eşsiz bir konuma sahip. Oyun bir bilgisayar için oldukça karmaşık ve sadece insan zihni bu karmaşıklığın üstesinden gelip olası hamleleri öngörerek şartlara göre hareket edebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder